12 Şubat 2010 Cuma

"kendimi durduracak değilim"


"Sabah kalktığımda kafamın bütün yanları ağrıyordu. 'Üşengeç yanım' kalkmayı reddediyordu. 'Dayanıklı yanım'ın yardımıyla kalkıp işe gitmek için hazırlandım. Yolda 'politik yanım' bir gazete ve 'acıkan yanım' bir simit aldı. 'Sabırlı yanım', "Çayla içeriz bekle" dedi. 'Sabırsız yanım'ı ufak bir ısırıkla yatıştırdım. Bütün yanlarımla bir güruh halinde işyerime vardım. Sabırlı yanım haklı çıkmanın sevinciyle bir çay söyledi. Gazeteyi açtık ve o haberi gördük. Dün gece kurduğum 'Yanlar Teorisi'nin bu kadar kısa sürede tekrar karşıma çıkacağını tahmin etmiyordum. Haberde bir manken şöyle diyordu: "Bir yanım süt liman ama bir yanım da fırtınalar kopuyor; bir yanım uysal ama bir yanım uçuk kaçık; bir yanım sevecen ama bir yanım da kedi gibidir." Okuyunca istemeden "Ayyy!" diye bir ses çıkardım ( feminen yanım). Manken tek cümlede altılı yapmıştı. İçinde kedi bile vardı. 'Yanlar rekoru' kırmıştı. Daha önce böyle bir dizaynla karşılaşmadığım için şaşırdım. Bütün yanlarım birbirine karıştı. Sonra "Aferin"dedim içimden. Ne kadar yan varsa hepsini bünyesinde toplamıştı. Hayatında açık bir yan bırakmamıştı. Her şey olmuştu. Haberi tekrar okudum. Önce tüylerim, sonra bütün yanlarım ayağa kalktı Deliler gibi alkışladık. Ama bir yanım var ki hiç ayağa kalkmıyor. Öyle oturup pis pis bakıyor. İsmi: G.ötümün yanı! (Küfreden yanım için özür dilerim.)


................................................................................



"Üniversiteye girdiğim yıl aktif bir görüntü sergileyerek kısa sürede çok sayıda arkadaş edinmiştim. Kişilik özelliklerinin değil, kaygısız bir eğlence anlayışının ön saflarda tutulduğu günlerdi. Hatırlamaya çalışıyorum ama bulamıyorum, galiba kimsenin herhangi bir derdi yoktu. Sadece Selim bir sabah "Dayım ölmüş lan!" demişti. Ama aynı akşam o kadar çok gülüp eğlendik ki, şu an bu olaydan kuşkuluyum. Acaba, "Dayı oldum lan!" mı demişti? O kadar çok gülmemizin şimdi düşününce benim için mantıklı başka bir açıklaması yok. Selim'i aradım. Daha geçen dayı olmuş, o yıl gerçekten dayısı ölmüş. Niye o kadar çok güldük, niye bilemedik ölümü, diye sordum. "Bilmiyorum," dedi. Tam 10 yıl sonra "Başın sağ olsun," dedim. Güldük. Demek ki bir balkan filmi neşesinde yaşamışız o yıllar, duyguları birbirinden ayırmadan etrafımızda döne döne dans eder gibi yaşamışız..."


Fırat Budacı'yı okurken ben çok eğlendim. Alıntıları sevdiyseniz, bence koşarak gidip alın kitabı.


8 Şubat 2010 Pazartesi