31 Ocak 2010 Pazar

Max Sauco



Öylesine gezinirken Milliyet'te Max Sauco adlı bir sürrealist fotoğrafçıya rastladım.Kullandığı teknik photoshop tabiki; ama sürrealist bir bakış açısı olmasa o fotoğrafları ortaya çıkaramazdı. Ayrıca şu fotoğrafta gördüğümüz çocukta kendi oğlu. DeviantART'ta ki sayfasında onunla yapılmış bir röportajı da bulabilirsiniz...



29 Ocak 2010 Cuma

here comes the rain again

"Hikayelerini biriktirmelisin." dedi bana, "İnsanlara verecek hiçbir şeyin kalmadığında, en azından anlatacak hikayelerin olsun."

"Yoksa görünmez olursun."



Evim yeni (evim seninle yenilendi bence), sokağım yeni, yatağım yeni, tabağım yeni, şehir yeni, bakkal yeni, ekmek yeni, sen yeni...Ben? Ben de yeni sanırım. Yeni ben, yepyeni, yeniliğe ve yenilmeye açık...

Kaç gündür evden çıkmıyorum,üzerimi bile değiştirmiyorum. Sadece kedilerin kumlarını süpürdükten ve ortalığı az buçuk toparladıktan sonra bişiler yapmaya uğraşıyorum. Depresif değilim. sakın haaa! Kaçtı gitti, uçtu, bitti!




15 Ocak 2010 Cuma

sitting, waiting, wishing


O kadar bunaldım ki..O kadar dibe inmeye müsait sularda yüzüyorum ki..









Tanrım sanki biri ellerimi,kollarımı,ayaklarımı bağladı ve ben hareket edemiyorum.






Hayatımın hiç bir döneminde ayağım bu kadar tökezlemedi..Tekrar..tekrar..Yeni bir hayat kurmanın tereyağından kıl çekmekle eş değer olmadığının farkındayım da , bu kadarı da ayıp yahu..Aslında komik olan ruh halimin saniye farkıyla değişmesi.Bir an: " Eheheheh!" , 2 sn sonra: "Hassktr ama herşey aynı.", 3 sn sonra: " Holeyy hamam sefası yapcam.", ardından bir 4 saniye geçer: " Uff napcam ben ya?"..

Just another another day, nothing's any good..

Yalnız evde otururken herşeye tanık olan bir Sıtkı the cat var sanırım. Yoksa herkes gayet mutluymuşum, herşey yolundaymış gibi davranıyor. Herkesin ufak sıkıntılarını büyütme lüksü var da , benm bu 4 ayda yaşadıklarımı büyütme lüksüm nie yok? Bal gibi de olucak. Büyütücem.

Bira olsa da içsem.

Bugün bütün gün boyunca kalorifere sarılarak uyudu Sıtkı.ehehe.Sadece ben yıkadığım perdeleri asarken ve zil çaldığında uyandı, o da meraktan. Biraz da yemek yedi, burnumu ısırdı, kendini sevdirdi, çiş yaptı..Tüm gün uyku mode on..


Yatmadan: parisienne moonlight & fragile dreams..

i.g.