29 Mart 2009 Pazar

Rengimi unuttum sanırım.Nasıldı? Parlak mı yoksa mat mıydı? Sarıya mı çalıyordu? Yoksa mor muydu? Hafızamdan siliniyor; ben yokum artık.
Yokuşun en tepesinden aşağıya salıverilen,silik, anlamsız ve eksik hayatım en başa dönmek istiyor işte..Susturamadağım inatçı bir çocuk gibi ayak diriyor bana..
Ruhum çatlaklara tahammülü olmayan bir seramik..Farkında değilmişim gibi yapsamda, biliyorum pul pul olduğunu..
Uzun ve bitmeyen bir yol bu, hayalimdekiyle çakışmayan. Daraldı yolum, daracık ve uzun..Uzun ve yorucu..Yorucu ve yalnız..Yalnız ve ben..

Günler geçiyor, ben değişiyorum.. Sıradanlaşmamak için , hep uzak mı durmalı insan?

Ben yapamıyorum..


11 Mart 2009 Çarşamba

..A Poem..

SEVGİ DENİZİ
A.
Yepyeni bir denizi yüzyıl eskileştirsek,
İşte bu kadar yıldır ben seni seviyordum.
Bir sahilin kumlarını tek tek okşamak gibi,
Deniz minarelerini bir ömre dizmek gibi.

Denizlerimdeki yeşili sen çaldın, rahat mısın bari?
Yapılır mı bu? - Korsan töresine aykırı -
Sana , o yeşil bize çok gerekli demedik miydi?
Hiç mi düşünmedin istiridyelerin yüreklerini?

Tut ki alacakaranlıkta bir şangırtı koptu şimdi.
Bir adam denize bıraktı kendini usulca,
Usulca, ayaklarına bağlayarak sevgisini;
İki damla gözyaşı istesek, yollar mısın ki?

Deniz ölülerine mezar taşı dikilmez,bilirsin.
Kaç yıl sonra da olsa bir deniz görsen,
Yanında kocan da olsa bir deniz görsen,
Hala duruyorsa gözlerindeki o yeşil sevgi
Ve denize bakınca buğulanırsa yeşil gözlerin,
Kocandan sakla kıskanır belki...

B.
Şimdi kaç bin metre derindeyim bilmiyorum.
İndiğimde bir perişandı deniz dipleri;
Yosunlar yeşillerini unutmuşlardı,
Tuz-buz olmuştu istiridyelerin yürekleri.

Önce gözlerinin yeşilini anlattım yosunlara,
Verdim yanımda ne getirdiysem hepsini;
Sonra bir bir topladım istiridyelerin yüreklerini.

ŞİMDİ BİR YERYÜZÜ ÖYKÜSÜYLE BEN ONLARI AVUTUYORUM,
BÜTÜN DENİZ ALTI GÜZELLİKLERİYLE ONLARDA BENİ..

Babamla telefonda konuşuyordum dün. Yazılarını ya da diğer birikmiş şiirlerini (bastırdıkları dışında) topladığı bir kitap bastırmak istediğini; ama biraz masraflı olduğu için vazgeçtiğini söyledi. Hala içinde o üretme aşkı var ya babamın; o heyecanı; sevinci.. Bastıramadığı için duyduğu üzüntü çok büyük o yüzden, biliyorum..Okunmak istiyor sadece; ama teknolojiye çook uzak olduğu için ''Babacım gel sana bir blog açalım ordan istediğin kadar kişiye ulaş.'' diyemiyorum. Ama buraya koyma fikri bence gayet hoş şimdilik..Ve bir aşk şiiri en iyi başlangıç olabilir..

Seni çok seviyorum baba..


10 Mart 2009 Salı

JOHN FOWLES'A DÖNÜŞ

D'ye aldığım ; ama o onun okumasını beklemeden okumaya başladığım bir kitap THE COLLECTOR .Postmodernism dolu MANTISSA dan sonra okuduğum ikinci kitabı Fowles'un. Ve bence gerçekten daha iyi.Aslında burada da belki ufak tefek postmodernism kırıntıları görebiliriz. Fred'in tutsağı olan Miranda'nın , kitapta da onun sözleri arasına sıkışması mesela. Kitap 3 bölüm; 1. ve 3. bölümler arasında sıkışan bir tutsak Miranda..Onun sözlerini 2. bölümde okuyabiliyoruz günlüğünden..Psikolojik gerilim romanı olması bile başlı başına okuma sebebi benim için gerçi.. Sıra FRENCH LIEUTENANT'S WOMAN da..Kaç aydır yerde diğer kitaplarımın arasında sürünüyor..

Hiç bir zaman belli bir disiplinle kitap okuyan biri olamadım; yani mesela John Fowles'un bütün kitaplarını bitiriyim ya da önce şu dönem yazarları okuyum sonra öbürüne geçiyim gibi bir yol çizmedim hiç kendime.. O yüzden 24 sayfasını okuyup kenare koyduğum Jiddu K' de bana bakıyor bir yerlerden.. Ayrıca belki şu liselerin hallerinden anlarım da her haftasonu sinir krizi geçirmem diye aldığım Atalay Yörükoğlu'nun kitabuda ara ara okunmuş, kimi yerleri çizilmiş duruyor başucumda..

Gidip kapluşlarla ilgilenmeliyim.Tavuk yedirmeliyim ki daha çok semirsinler.. Ayrıca daha büyük bir akvaryum almalıyım sanırım..Ama önce tembel tembel oturduğum yataktan kalkmalıyım..Pıff..

PS: Son zamanlarda sevdiğim kitapları bir köşeye yazmamı istemiştin ya...zamanın yok biliyorum ama...Al sana yeni liste:

1) Nicci French
CATCH ME WHEN I FALL
2)
Chuck Palahniuk TIKANMA
3) John Fowles
KOLEKSİYONCU