24 Şubat 2009 Salı

Düşüncelerini İpe Diz

Kafamda uçuşanlar iyi hoş da,kim sıraya sokacak şimdi onları? Hayatımın en özgür, en başıboş, en sorumsuz dönemindeyim mezun olduğumdan beri. Haftada 28 saat çalışıyorum. Geriye kalan koskoca zaman dilimindeyse hiçbir şey yapmadan geçiriyorum vaktimi. Evet, itiraf ediyorum:HİÇBİR ŞEY YAPMIYORUM.Okunan kitaplar,izlenilen filmler,sevgiliye kavuşmak için çıkılan seyahatler,arkadaşlarla yenen yemekler hariç;evet hiçbir şey... Tembellik ruhumdan kaynaklanıyor diyip işin içinden çıkamıycam ne yazık ki.Tembellik denen kavramla uzakdan yakından alakam yok. Hayatımın geri kalanında herşey tıkır tıkır işlerken (derse giriş-çıkış saatleri, randevu saatleri, sabah uyanma saatleri, vb. bilumum şey hiç sekmeden olup biterken) neden kendi hayatımın diğer kısmını nerden geldiği belli olmayan bir üşengeçlik, harekete geçmezlikle harcıyorum. Üniversitede de böyleydim ben.Almancamı ilerletmek isterim, tüm gezileri takip etmek isterim, sabahları koşmak isterim, yurt dışına çıkmak isterim..Ama sadece isterim.. Araştırılan bir kaç dernek, erken kalkılan bir kaç sabahtan sonra olay bitti. Buna bir an önce bir çare bulmalıyım. En kısa zamanda Seymenlere koşuya gitmeliyim mesela..Ya da İ. 'nin peşine takılıp flemenko öğrenmeliyim. Yarım bıraktığım Almanca ya da gramer kitabını alıp '' Come ti chi ami? / Mi chiamo Gamze '' den öteye götüremediğim İtalyanca 'ya tekrardan başlamalıyım. Hatta 2. lisansı mı yapsam, napsam? Psikoloji okumalıydım ben, hep içimde kaldı. Edebiyatta iyi tabii, fazlasıyla iyi hatta. Ama ben psikoloji okumalıydım. Özellikle bu aralar ''ergen'' psikolojisine takmış durumdayım. Odak noktasında kendilerinin olduğu, başkalarına kaba ve düşüncesiz davranıp; kendilerine karşı çok alıngan ve hassas oldukları iğrenç bir dönemdeler. Onlarla zaman geçirdikçe, onları tanıdıkça yanlış eğitilen her bir çocuğun , bende ne kadar büyük bir hayal kırıklığı yarattığını anlatamam. Tenefüs arasında '' Hocam, hemen postişlerimi kuaförden alıp gelebilir miyim ? '' sorusunu soran bir kız çocuğu yetiştiren anne babanın bende yarattığı hayal kırıklığını mesela. Ya da ''Hocam siz de psikopat tipi var '' diyen başka bir öğrenci düşünün. Ahaha..Krizin eşiğindeydim. Tuttum kendimi. Ama aramız iyi onunla bu aralar.Sanırım ona değer verdiğimi, güvendiğimi bilmesi ve bunu milyon kere söylemem işe yaradı. Bende 40 yıllık hoca değilim ki, tepkilerim onların ki kadar ergenlik kokabiliyor bazen...neyse..belki D'la gelir az sonra..Konuşuruz biraz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder